İngilizce literatürde “sleeve gastrectomy” olarak bilinen bu “mide küçültme” (tüp mide) girişimi zamanımızda başta ABD olmak üzere tüm dünyada ve Türkiye’de en sık uygulanmakta olan şişmanlık giderici ameliyattır.Her ne kadar 1990’lı yıllardan beri mide küçültme ameliyatları uygulansa da, günümüzde zayıflamak için yapılan cerrahi yöntemlerden en popüler olanı tüp mide ameliyatlarıdır.
Tüp mide ameliyatı tekniği ilk olarak Amerika’da cerrah Dr. Gagner tarafından klasik gastrik by-pass ve biliopankreatik diversiyon operasyonları uygulanamayacak derecede kilolu süper obezite hastaları için asıl ameliyat öncesi belli miktarda kilo verdirmek amaçlı ilk basamak cerrahi olarak uygulanmıştır. Fakat bu amaçla tüp mide ameliyatı uygulanan hastalar da beklenenden çok ve daha önemlisi yeterli oranda kilo verdiğinin görülmesi üzerine, bu teknik tek başına uygulanabilen bir obezite ameliyatı olarak tıbbi literatüre girmiştir.
TÜP MİDE NASIL UYGULANIR
Bu ameliyat tipi tamamen laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılmaktadır. Yani karın ön duvarında büyük kesi yapmaksızın milimetrik deliklerden laparoskopik (kapalı) olarak midenin yaklaşık olarak %75-80’lik bölümü kesilip çıkarılmakta, mide bir tüp haline getirilmektedir. Tüp mide operasyonları “restriktif” , yani gıda alınımını “kısıtlayıcı” bir girişimdir. Mide çıkışındaki kapak (pilor) korunduğu
için midenin fonksiyonu değişmemekte, vitaminler ve demir gibi minerallerin emiliminde bir sorun olmamakta ve sindirim sistemindeki devamlılığın aynen korunmasını sağlamaktadır. Bu sayede ameliyat sonrası bazı istenmeyen yan etkilerin daha az olmasını sağlanır. Obezite hastalarının yaklaşık olarak %80’in de bu ameliyat yeterli olmaktadır. Cerrahi olarak yapılması teknik açıdan son derece kolaydır ve yaklaşık bir saatte gerçekleştirilen bir ameliyattır. Midemizin yaklaşık kapasitesi 1 buçuk-2 litredir. Bu ameliyatla yemek borusu, mide, 12 parmak bağırsağı ve ince bağırsağa müdahale edilir ve midenin aşağı bölgesinden başlayıp, yemek borusunun kenarına gelecek şekilde, midenin içine kalibrasyon tüpü koyulur. Bu herkeste eşit hacim olmasını sağlar. Kesip dikilen mideden arta kalan parça çıkartılır. Bu kısım midenin en kolay ve en çok işleyen kısmıdır. Kalan kısımda genişleme kapasitesi düşüktür. Bu sayede mide kapasitesi 1 buçuk-2 litreden 150-200 ml ye düşer. Bununla birlikte yemek yiyiş ve vücuda giren kalori azalır. Mideden çıkarılan parça, açlık hissini veren hormonun salgılanmasını sağladığı için midenin %75-80’i devreden çıkınca hormon seviyesinde ciddi bir azalma meydana gelir. Tüp mide ameliyatının ilk olarak etkisi küçük bir
mide hacmi ile daha az besin tüketerek erken doyum sağlamaktır. Normal bir metabolizmada, doyma hissi mide duvarının gerilmesi ile olur. Yani mide yeteri kadar gıda ile dolar var ardından duvar gerilimi ile beyne doygunluk sinyali gider ve yeme eylemi tamamlanır. Ameliyattan sonra alınan gıdalar hemen bir gerginliğe neden olur ve az miktar gıda ile doyma hissi oluşur. Mide hacminin küçülmüş olması ve alınan gıda miktarının az olması nedeniyle gıdalar hızla mideyi terk eder ve hızlı boşalım midenin genişlemesine imkan vermez. Tüp mide ameliyatı ardından, mide fundusunun neredeyse tamamının çıkarılmasıyla açlık hormonu olarak bilinen ”gyrelin” düzeyi düşer ve açlık hissi engellenir.
Bu ameliyat sonrasında hastalar Ortalama bir yıl içerisinde hasta normal kilosuna gelmektedir. Günümüzde Hastalar ortalama 4 gün civarında hastanede kalmakta ve ameliyattan sonra 1. günden itibaren sıvı gıdalar tüketmeye başlamaktadır.
TÜP MİDE AMELİYATLARININ AVANTAJLARI NELERDİR
- Laparoskopik şekilde uygulandığı için yara iyileşmesi daha hızlı olur ve hastane de yatış süresini kısaltır. Daha az akciğer problemi , daha az ağrı ve daha hızlı iyleşme olanağı açar.
- Cerrahi girişim yapıldığı andan itibaren kilo kaybı başlar.
- Midenin hacmi küçültülür bu sayede birçok besin gurubunun minimum oranda tüketilmesine yol açar.
- Ghrelin (açlık hormonu) üreten midenin fundus bölgesi kesilip çıkartıldığı için iştah azalır ve kilo kaybı yaşanır.
- Ülser gibi bir durumun ortaya çıkma ihtimali, en aza indirilir.
- Alınan gıdaların bağırsakta sindirimi ve normal emilimi bozulmaz.
- Eğer başarısız olsa bile daha sonra ikinci bir operasyon ile bypassa ve doudenal switche dönüştürülebilir
- Besinler mideyi daha geç terk eder. Bu sayede de daha uzun süre tokluk hissinin yaşanması sağlanır. Daha hızlı doygunluk ve dolma hissedilir. Uzun süre tok kalınır.
AMELİYAT SONRASI NORMAL BESLENMEYE GEÇİŞ 5 EVREDEN OLUŞUR;
EVRE: BERRAK DİYET (1-2. GÜN)
Hastanın bu evrede yumuşak veya katı gıda almasına izin verilmez. Katı gıdalar ameliyat sonrası stapler hattının açılmasına ve kaçağa neden olabilirler. Aynı şekilde sıvı gıdalar, düşük kalorili ve yağsız( elma suyu,vişne suyu,çay,ıhlamur, protein içecekleri) olarak alınabilir. Bu sıvıları küçük yudumlar şeklinde almaya ve doluluk hissi oluşturduğunda durmaya özen göstermelisiniz.
Ameliyattan sonraki birinci gün az az, yudum yudum su içmeye başlanır. İkinci gün hastanın her saat başı küçük yudumlarla su içmeye devam etmesi istenir. Burada amaç 2. Günden başlayarak vücudun ihtiyacı olan günlük suyun alınmasıdır. Hastanın dehidratasyonu önlemek için 2. Günden itibaren en az 1.5-2 Litre sıvı tüketmesi gerekir. (Günde minimum 6-8 bardağı su olacak şekilde) Aksi takdirde
baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, halsizlik, dilde beyaz yaralar ve koyu renk idrar yapma v.b. gibi durumlarla karşılaşılabilir.
EVRE TAM SIVI DİYET (3-14. GÜN)
Yaklaşık olarak ameliyattan 3 gün sonra, berrak sulu gıdalara (Çay, su, komposto, elma suyu, et suyu, haşlanmış sebzelerin suyu, jöle vb) başlanır. Diyetin 5.-6. Günlerinden itibaren ilave olarak çorba, yoğurt bisküvi+beyaz peynir ilave edilir. Hasta bu gıdaları azar azar ve sık aralıklarla almalıdır. Burada önemli olan bütün yiyeceklerin berrak pipetten geçebilecek kıvamda ve posasız olmalıdır. Fakat asla ağrı ve bulantıya neden olacak kadar büyük yudumlar almamak gerekir. İlk evre de olduğu gibi günde 1.5-2 litre su tüketimine devam etmek ve ilaveten İçecek olarak çay, elma suyu, soya sütü tüketmek en iyi seçeneklerdir. İkinci hafta öncekilere ek olarak yağsız ve laktozsuz süt ile sulandırılmış yağsız ayran da diyete eklenir.
EVRE- YARI KATI DİYET (4-12. HAFTA)
Bu evrede pürelerin hedeflenen kıvamı çatalla yenebilecek kadar olabilir. Bu evrede de büyük lokmalar veya katı parçalar sakıncalıdır. Düzenli yediğiniz sürece ekstra süt, ya da beslenme desteklerine ihtiyacınız yoktur. Öğünler arasında en az 4-5 saat olmalı ve yemeklerden sonra sıvı almak için 30 dakika beklemek gerekir. Yemekte katıların yanında sıvı alınmamasına özen göstermek ve yağsız süt, yağsız beyaz peynir, yağsız yoğurt, yumurtanın beyazı, balık, tavuk gibi genel olarak kalorisi düşük protein oranı yüksek gıdalara öncelik vermek gerekir. Kuruyemişler, karbonhidratlar, mayonez, kremalar, krem peynir, tereyağı, margarin, kekler, dondurma, salata sosları, cips gibi yiyeceklerden uzak durmak gerekmektedir.
EVRE- AZ YAĞLI KATI GIDALAR (4. AYDAN İTİBAREN)
Ameliyattan yaklaşık üç ay sonra sınırlamalar kalkmıştır. Kırmızı et, çiğ sebze ile çiğ meyve yiyebilirsiniz. İyi çiğnemek kaydıyla tüm katı yemekleri yiyebilirsiniz. Artık yemek sırasında 1 çay bardağını geçmemek koşuluyla su tüketebilirsiniz. Ancak pirinç, makarna,mısır ekmek gibi gıdalar ve yağlı yiyecekler 6. aya kadar tolere edilemeyebilir. Uygulayacağımız diyetler kişiye göre değişiklik göstermektedir. Yeme alışkanlıklarını biran da değiştirmek kolay bir şey değildir. Diyet yanında hastalarımızın uygulaması için hazırlanacak egzersiz programı olacaktır.
2 Comments
escape rooms
I believe you have observed some very interesting details, thank
you for the .
Kraig S
Very interesting information!Perfect just what I was looking for!!